Diyetisyen Melisa Karataş, yeşil çayın antioksidan, obezite karşıtı, hipolipidemik kolesterolü düşürücü, damar sertliğini önleyici, antidiyabetik, antibakteriyel, antiviral ve yaşlanmayı geciktirici etkileri bulunduğunu söyledi.

Ömür boyu sağlıklı bir yaşamın herkes tarafından arzulandığını belirten Medical Park Ordu Hastanesi Beslenme ve Diyet Bölümü’nden Dyt. Melisa Karataş, yeşil çay tüketimini alışkanlık haline getirerek sağlıklı bir yaşam yolunda adım atmanın mümkün olabileceğini belirtti.

Diyetisyen Melisa Karataş, Japonya ve Çin başta olmak üzere Asya ülkelerinde yoğunlukla tüketilen yeşil çay için tıp dünyasının yaptığı akademik çalışmalarda sağlık üzerine yararlı etkilerinin, özellikle bileşiminde bulunan kateşinlerden kaynaklandığı bilgisini verdi.

yaşlanmayı geciktirici etkisi var

Çeşitli çalışmalarda yeşil çayın mide, kolon, meme, prostat ve pankreas kanserleri gibi değişik kanser türleri ile kalp damar hastalıklarını önleyici ve tedaviyi destekleyici özelliği tespit edildiğinin altını çizen Dyt. Melisa Karataş, “Kanser hastalarının yeşil çay tüketimi için öncelikle hekimlerine danışması gerektiğini de unutmamak gerekir. Ayrıca yeşil çayın antioksidan, obezite karşıtı, hipolipidemik kolesterolü düşürücü, damar sertliğini önleyici, antidiyabetik, antibakteriyel, antiviral ve yaşlanmayı geciktirici etkisi de bulunuyor. Bütün bu gelişmelerin sonucunda ömür boyu sağlıklı bir hayat için yeşil çay tüketimini alışkanlık haline getirmeliyiz” dedi.

Kolajen üretimini destekliyor

Kolajenlerin vücudun yenilenme sürecine katkı sağladığını ifade eden Dyt. Karataş, “Kolojen saçımızda, yüzümüzde, tırnaklarımızda, kısacası vücudumuzun birçok yerinde bulunan bir proteindir. İlerleyen yaşlarda vücudumuzun kolajen üretimi azalır. Ayrıca sigara, alkol tüketimi, yetersiz uyku, hareketsiz yaşam, sağlıksız beslenme de kolajen kaybına sebep olur. Bu yüzden kolajeni takviye olarak almak çok önemlidir. Faydaları saymakla bitmeyen yeşil çayın tüketimi de bu anlamda önem kazanıyor” diye konuştu.

Cilt dostu glutatyon

Dyt. Karataş, vücudun en çok ihtiyaç duyduğu antioksidanlardan glutatyonun eksikliğinde de çeşitli sorunların gün yüzüne çıkabileceğini belirterek, “Glutatyon eksikliği sadece erken yaşlanmaya neden olmakla kalmayıp, kronik yorgunluktan diyabete; kalp damar hastalıkları ve Alzheimer, Parkinson, demans gibi sinir sistemi hastalıklarından kansere kadar pek çok hastalığa zemin hazırlamaktadır. Yeşil çay tüketerek vücudumuzun ihtiyaç duyduğu glutatyon seviyemizi destekleyebiliriz” şeklinde konuştu.

Dyt. Karataş vücutta glutatyon üretimini destekleyecek besinler arasında lahana, karalahana, enginar, karnabahar, ıspanak, sarımsak, soğan, kimyon, zerdeçal, avokado, kuşkonmaz, greyfurt ve havucun başta geldiğini söyledi.

Yeşil çay güzellik sırrınız olsun

Yeşil çayın yüksek oranda antioksidana sahip olduğunu hatırlatan Dyt. Karataş, “Yeşil çay tüketimine kırışıklık belirtilerini görmeden başlamak gerekiyor. Cildi hem içten hem dıştan besleyebilen yeşil çay, antioksidan özelliği sayesinde cildin yenilenme sürecini hızlandırır ve kırışıklıkları önlemek için kolajen üretimini destekler. Yeşil çayın cildin elastik yapısını koruma özelliği de bulunuyor, bu nedenle ben yeşil çayı bir bakıma gençlik iksiri olarak adlandırıyorum. Yeşil çay, güzellik sırrınız olabilir” ifadelerini kullandı.

Aşırı tüketilirse toksik etkileri olabilir

Dyt. Karataş, yeşil çayın içerisinde bulunan kafeinin aşırı tüketimi sonucunda toksik etkilerin de görülebileceğini bildirerek, “Laboratuvar çalışmalarında görülmüştür ki, 160 ml’lik 4 fincan veya daha az yeşil çay tüketmek, kronik hastalıkları korumada yeterli değildir. Günde tüketilen 6-10 kupa bardak yeşil çayın ise kronik hastalıklardaki riski azalttığı ön görülmüştür. Yetişkinlerin gün içerisinde 2,5 litre sıvı alması gereklidir. Fakat bu miktarın 1 ila 1 buçuk litresi yeşil çay olabilir. Yeşil çayın belirtilen miktarın üzerinde tüketilmesi ise içerisinde bulunan kafein nedeniyle bireyleri toksik olarak etkileyebilir” uyarısında bulundu.